2 Kasım 2012 Cuma

CUMHURUN YARISI KADIN

Karısının kolu bacağı saçı görününce namussuzluk sayan, kızının sevgilisiyle el ele yürümesini ulu orta sevişme olarak gören kocalar babalar tabii ki cumhuriyetin kuruluşunun kutlanmasına da izin vermezler. Cumhuriyet cumhurun özgürlüğüdür çünkü. Cumhurun yarısı da kadın. Kadının özgürlüğünüyse fahişelikle bir tutar böyle kocalar babalar.

Özgürlükse mevzu,
En çok fahişeler savunurlar özgürlükleri bedenleri seks objesi olarak her kullanıldığında kavruldukça esaret altında ki ruhları. En çok o fahişeler bilirler özgürlüklerin kıymetini hapishanelerde ki insanlardan sonra. Hatta onlardan çok bile belki. Ve de hem kadınlıkları hem annelikleri ile en çok saygı duyulacak duyulması gereken insanlardır fahişeler. En harbi insanlar onlardır. En zoru başararak yaşamları sürdürdükleri için. Aslında her kadın gibi. Hep zor olanı başararak yaşayan. Yaşama tutunan.

Ah ki ne ah.
Kadınlara bıraksa erkekler memleketin yönetimini güllük gülistanlık olur bizim bu topraklar iki güne kalmaz.

Bu işin bokunu çıkaran çıkarmış olan erkeklerdir. Net. Alınmaca yok.
Devlette veya özel sektörde çalışan tüm görevliler arasında rüşvet yiyenlerin kaçta kaçı kadın kaçta kaçı erkektir acaba?

Eminim ki kadın oranı çok çok düşüktür. Ve de rüşvet veren kadınlarla erkeklerin oranları nedir acaba? Veya kadının mı erkeğin mi kafası hinliğe çalışır en çok? Cinliği değil, hinliğe.
Suistimale yatkın olan cins erkeklerdir. O yüzden hapishaneler suistimallerle cezalara çarptırılmış erkeklerle dolu. Kadınlarla değil. Parayı harcayan kadın gözükse de,

Aç gözlü olan erkeklerdir. Her konuda. Tatminsizliği yaşayanlarda kadınlardır amma bak. Bu doğru. Doğru çünkü hep değişen hep gelişmek isteyen kadındır da ondan. Tatminsizlikleri hep daha iyiye hep daha güzele hep daha doğruya karşı arzularıdır zapt edilemeyen.
Aç gözlülükle,

Tatminsizliği karıştırmamak lazım amma birbirlerine.
Güç peşinde koşansa erkektir. Kadında gücü sever amma güç peşinde koşmaz. Güç peşinde koşan erkektir çünkü güçsüz olduğunu iyi bilir iç aleminde. Ha birde kadının gücü sevdiğini.

O yüzdendir gücünü parasını saça saça gösterir erkekler. Özellikle kadınlara. Ha bir de sekste iddialıdırlar erkekler  güç cephesinde. Lafla genelde. Ki, kabarmaların böbürlenmelerin çoğu şehir efsanesi çıkar sonradan zaten. Öyle. İstatistikler öyle diyor.
Cumhuriyeti tabii ki sevmez istemez aşağılık kompleksleriyle ruhları tarumar olmuş bir kısım erkekler.

Sevmezler  istemezler,
Çünkü,

Özgürlüğün evrensel anlamda yaşamın tamamında ne demek olduğundan bi haberdir erkeklerin çoğu. Özgürlük denince döner dolaşır laf sekse gelir yine. Hani aynı anda üç beş kadınla birden olmak hallerine falan.
Ki,

Ol de,
Olamazda  zaten. Fiziksel gücü yetmez. Ki, düşünün ki bir fahişeyi hem ruhen hem bedenen ne kadar güçlüdür erkeklere nazaran. Erkeklerin zayıflıklarından meslek edinerek hem de. Demek ki, özgürlüklerden anladığında bile gücü yetmez özlemini çektiği özgürlükleri yaşamaya erkeklerin çoğunun. Ha birde belki kafasına estiği gibi kafa çekmeye falan. Dar alanda gidip gelmeler yani.

Kadınsa,
İyi bilir özgürlüklerin ne demek olduğunu. Özgürlüklerin nasıl yaşandığını nasıl yaşanacağını nasıl yaşaması gerektiğini. Sekste değil sadece. Hayatın tamamında hem de.

O yüzden,
Atlarlar panzerlerin önlerine bile can havliyle kadınlar. Canıdır çünkü özgürlükler kadının erkeklerin baskısı ve esareti altında geçmiş kuşaklar boyu çekilmiş eziyetlerden sonra.

Kendini bir halt zanneden kompleksleri altında ezilen zayıf ruhlu babalar ve kocalar,
Tabii ki istemezler,

Karılarının kızlarının,
Atatürk’e hayran Atatürk’ü seven sayan olmasını, hele Atatürk’e aşık olmasını.

Atatürk erkektir o babalar  ve o kocalar için sadece.
Sekstir hatta.

Karısıyla kızıyla arasına giren. Ki mükemmel bir erkek, kompleksleri altında ezilen ezilmiş zayıf ruhlu bir baba bir koca için muazzam bir tehlikedir. Kendi eksikliklerini her an yüzüne vuran. Gücünün zayıflığını ha bire ona hatırlatan. En önemlisi gücü hep gündem de tutan.
O yüzdendir,

Atatürk gibi çok gerçek çok güçlü ve bu yüzyılın en önemli devlet adamını en önemli liderini yok sayarlar. Yok saymaya çalışırlar.
Ki,

Bu yüzyılın bu çok güçlü bu büyük devlet adamı en büyük lideri hem de bir de,
Yakışıklı,

Akıllı,
Zeki,

Cesur asker,
Şık zarif sivil,

Stratejisyen,
Zevkli,

İleri görüşlü,
Modern,

Bilgili görgülü,
Kendine güvenen,

Kadın erkek eşitliğinin savunucusu,
Çocuk seven,

Hem de,
Bir devrimciyse,

Hem de,
Katiyen olmaz denileni yapıp Müslümanların ağırlıkta olduğu bu topraklarda,

Padişahlığı yıkıp,
Halifeliği kaldırıp,

Cumhuriyetle yönetilen laik bir devlet kurduysa hem de.
Deli eder böyle bir babayı kocayı,

Atatürk. Yani bir erkek. Elinde olsa tarihi bile değiştirir delirdikçe. Ki, değiştiremeyeceklerini bildikleri için tarihten silmeye kalkarlar bu yüzden  Atatürk’ü.
Ve de,

Onun eserlerini de.
Ve de,

Onun en büyük eseri olan laik cumhuriyeti öncelikle.      
Bırakın devleti yönetmeyi yönetememeyi hem de hazırına konmuşken bağımsız laik bir cumhuriyetin,

Bir şu an devleti yönetenlerin fotoğraflarına bakın bir önce,
Bir de Atatürk’ün fotoğraflarına.

Bir Atatürk’ün yanındaki kadınların fotoğraflarına bakın, bazen çarşaflısından bazense  başı açıkken Latife Hanım dahil,
Birde şimdi devleti yönetenlerin yanlarındaki kadınların fotoğraflarına bakın.

Yeter zaten.
Başka tek kelime etmeye gerek yok.

Ki hem de yüzyıl evvel çekilmiş fotoğraflara hem de.
Bir 21.yüzyılda bu topraklarda olanlara bu topraklarda yerleştirilmeye çalışan kaba karanlık güdük köylü akıllarına bakın,

Bir de,
20. yüzyılda Atatürk’ün hem de yüzyıl evvelin hem de o gün ki her türlü olumsuz şartlarına rağmen kendi aydınlıkları ile aydınlığıyla yaptığı ve yerleştirip hayata geçirdiği devrimlere.

Yeter zaten.
Atatürk’ün yok edilmesi için bu topraklarda,

Özgürlüğü ve laik cumhuriyeti savunan son kadının da ölmesi gerekir. Var ya, o kadınların binlercesi yüz binlercesi  milyonlarcası bırakın panzerleri tankların önlerine bile atlarlar laik cumhuriyet ve özgürlükler uğruna.
Neden mi?

O kadınların kızları var.
O kadınların gelinleri var.

O kadınların kızlar kadınlar yeğenleri var.
O kadınların kız kardeşleri ablaları var,

O kadınların kız arkadaşları dostları var,
Kadınlar amma,

Anneler onlar önce. Annelikleri ile atlarlar o panzerlerin üstüne. Siz onlara kadın diyorsunuz,
Amma,

Onlar anne önce.
Ve de,

Onların biricik evlatlarıysa kol kanat gerdikleri ve hep gerecekleri,
Laik bir cumhuriyet.

Yani,
Özgürlük.

Yani,
Hakları.

Ve de onların katiyen kimselerin ellerine bırakmayacakları biricik oğullarıysa kardeşleriyse babalarıysa dedeleriyse kocalarıysa dostlarıysa aşklarıysa liderleriyse,
Atatürk.

Ne diyorsun sen hemşerim yaa…
Bırak aklını, ne o güdük karanlık köylü ruhun algılar bu sevgiyi bu bağlılığı ne de senin o korkak komplekslerle ezilmiş büzüşmüş zayıf ruhun.

Hadi de ki pıstırdın hadi de ki ürküttün bütün erkekleri babaları kocaları ağbileri sevgilileri arkadaşları dostları,
Kadınları, o kadınların anneliklerini,

Anneleri ne yapacaksın peki?
Sen hiç evladı için canını sakınan bir an için bile sakınmayı düşünen tek bir anne gördün mü? Tek bir anne bile tanıyor musun? Hayır.

E ee,
Nasıl olacakta olacak şimdi?

Olmayacak.
Olmayacak çünkü laik cumhuriyetçi özgürlüklerden yana her bir annenin,

Yüreği,
Laik cumhuriyetin kalesi bu ülkede. Ve de Atatürk’ün en baş köşesine yerleştiği.

Nasıl yıkacaksın o kaleleri hemşerim sen tek tek?
Bu iş öyle cahil cühela takımını toplayıp bir araya gözyaşlarını döke döke vaaz verip yobaz yetiştirmeye benzemez.

Zor işlerdir bunlar. Senin aklın hiç ermez, bu işlere hiç işlemez. Akıllı işler bunlar. Akılsızların çakamadığı.
Ha,

Bir de,
O anneler var ya o anneler, ha bir de o annelere yani karılarına kızlarına sevgililerine kız kardeşlerine yeğenlerine dostlarına arkadaşlarına çok düşkün erkekler var bir de bu ülkede.

Çok düşkünler amma. Çok sayıdalar amma.
Hani senin fahişe falan dediğin, zannettiğin falanların erkekleri var bir de.

Hele ki,
O kadınların sadece saçlarının ucuna bir zarar gelsin sen bir de o erkekleri gör hele bir de. Bak nasıl azgınlaşıp ne kahramanlıklar yaparlar ne kahramanlar çıkar o gün o erkeklerin arasından.

Hani,
Sadece saçlarının ucuna zarar gelsin. Yeter.

Bu denli özgürlüklerine bağlı bağımlı laik cumhuriyetin bekçileri bu kadınlarla annelerle bu erkeklerle bu babalarla nasıl ne yapacaksın o zaman o gün hemşerim?
Zor işler bunlar.

Senin o güdük karanlıklara boğulmuş yobaz köylü aklın ermez bu işlere. Hele ki komplekslerle bezenmiş o zayıf korkak ruhun hiç mi hiç anlamaz. Sana büyük gelir bu işler seni aşar bu işler. Öyle bir gömlek falan değil. Binlerle milyonlarla gömlek hem de.
O kadar büyük gelir ki,

İçine sığmaz,
Biz de ki bu sevgi bu bağlılık bağımlılık hemşerim. Ki, bizde ki bu sevgide bir kabardı mı hele bi, breh breh sana da sığmaz,

Senin gibilerin tamamına da.
Kabarmaya görsün bi.

Sende ki malı gördük hemşerim,
Tamam.

Da,
Sen bizim malı henüz görmedin hemşerim.

Umarım,
Görmezsinde. Korkarsın çok hemşerim.

Senin malın senin ne mal olduğun ortada hemşerim.
Bizim ne mal olduğumuz,

Bizde ki mal henüz,
Ortada değil.

Malına güvenen çıksın meydane hemşerim.
El mi yaman,

Bey mi yaman,
Görelim bakalım.

Dokunma bizim kadınlara. Dokunma bizim laik cumhuriyetimize. Orada dur hemşerim.
İstersen,

Hadi yiyorsa,
Hadi,

Erkek erkeğe.
Aha kapı,

Çıkalım dışarı bi bakalım.
Dönüşte tüm alem görsün  o kapının kulpu kimin neresinde.

Dokunma,
Özgürlükleri ile yaşamayı tercih etmiş,

Laik cumhuriyet bekçisi,
Atatürk,

Aşıklısı,
Kadınlara.

Sıra geldi bizlere.
Sabrımızın sınırlarını  sakın amma sakın test etme hemşerim, sakın amma.

Biz çok aşığız,
Hem o kadınlara,

Hem de,
Atatürk’e.

Bu böyle biline.

Hiç yorum yok: