Karısının
kolu bacağı saçı görününce namussuzluk sayan, kızının sevgilisiyle el ele
yürümesini ulu orta sevişme olarak gören kocalar babalar tabii ki cumhuriyetin
kuruluşunun kutlanmasına da izin vermezler. Cumhuriyet cumhurun özgürlüğüdür
çünkü. Cumhurun yarısı da kadın. Kadının özgürlüğünüyse fahişelikle bir tutar
böyle kocalar babalar.
Özgürlükse
mevzu,
En çok fahişeler
savunurlar özgürlükleri bedenleri seks objesi olarak her kullanıldığında
kavruldukça esaret altında ki ruhları. En çok o fahişeler bilirler
özgürlüklerin kıymetini hapishanelerde ki insanlardan sonra. Hatta onlardan çok
bile belki. Ve de hem kadınlıkları hem annelikleri ile en çok saygı duyulacak
duyulması gereken insanlardır fahişeler. En harbi insanlar onlardır. En zoru
başararak yaşamları sürdürdükleri için. Aslında her kadın gibi. Hep zor olanı
başararak yaşayan. Yaşama tutunan.
Ah ki ne ah.
Kadınlara
bıraksa erkekler memleketin yönetimini güllük gülistanlık olur bizim bu topraklar
iki güne kalmaz.
Bu işin
bokunu çıkaran çıkarmış olan erkeklerdir. Net. Alınmaca yok.
Devlette veya
özel sektörde çalışan tüm görevliler arasında rüşvet yiyenlerin kaçta kaçı
kadın kaçta kaçı erkektir acaba?
Eminim ki
kadın oranı çok çok düşüktür. Ve de rüşvet veren kadınlarla erkeklerin oranları
nedir acaba? Veya kadının mı erkeğin mi kafası hinliğe çalışır en çok? Cinliği
değil, hinliğe.
Suistimale
yatkın olan cins erkeklerdir. O yüzden hapishaneler suistimallerle cezalara
çarptırılmış erkeklerle dolu. Kadınlarla değil. Parayı harcayan kadın gözükse
de,
Aç gözlü
olan erkeklerdir. Her konuda. Tatminsizliği yaşayanlarda kadınlardır amma bak.
Bu doğru. Doğru çünkü hep değişen hep gelişmek isteyen kadındır da ondan.
Tatminsizlikleri hep daha iyiye hep daha güzele hep daha doğruya karşı
arzularıdır zapt edilemeyen.
Aç
gözlülükle,
Tatminsizliği
karıştırmamak lazım amma birbirlerine.
Güç peşinde
koşansa erkektir. Kadında gücü sever amma güç peşinde koşmaz. Güç peşinde koşan
erkektir çünkü güçsüz olduğunu iyi bilir iç aleminde. Ha birde kadının gücü
sevdiğini.
O yüzdendir gücünü
parasını saça saça gösterir erkekler. Özellikle kadınlara. Ha bir de sekste
iddialıdırlar erkekler güç cephesinde.
Lafla genelde. Ki, kabarmaların böbürlenmelerin çoğu şehir efsanesi çıkar
sonradan zaten. Öyle. İstatistikler öyle diyor.
Cumhuriyeti
tabii ki sevmez istemez aşağılık kompleksleriyle ruhları tarumar olmuş bir
kısım erkekler.
Sevmezler istemezler,
Çünkü,
Özgürlüğün evrensel
anlamda yaşamın tamamında ne demek olduğundan bi haberdir erkeklerin çoğu.
Özgürlük denince döner dolaşır laf sekse gelir yine. Hani aynı anda üç beş
kadınla birden olmak hallerine falan.
Ki,
Ol de,
Olamazda zaten. Fiziksel gücü yetmez. Ki, düşünün ki
bir fahişeyi hem ruhen hem bedenen ne kadar güçlüdür erkeklere nazaran.
Erkeklerin zayıflıklarından meslek edinerek hem de. Demek ki, özgürlüklerden
anladığında bile gücü yetmez özlemini çektiği özgürlükleri yaşamaya erkeklerin
çoğunun. Ha birde belki kafasına estiği gibi kafa çekmeye falan. Dar alanda
gidip gelmeler yani.
Kadınsa,
İyi bilir
özgürlüklerin ne demek olduğunu. Özgürlüklerin nasıl yaşandığını nasıl
yaşanacağını nasıl yaşaması gerektiğini. Sekste değil sadece. Hayatın tamamında
hem de.
O yüzden,
Atlarlar
panzerlerin önlerine bile can havliyle kadınlar. Canıdır çünkü özgürlükler
kadının erkeklerin baskısı ve esareti altında geçmiş kuşaklar boyu çekilmiş
eziyetlerden sonra.
Kendini bir
halt zanneden kompleksleri altında ezilen zayıf ruhlu babalar ve kocalar,
Tabii ki
istemezler,
Karılarının
kızlarının,
Atatürk’e
hayran Atatürk’ü seven sayan olmasını, hele Atatürk’e aşık olmasını.
Atatürk
erkektir o babalar ve o kocalar için sadece.
Sekstir
hatta.
Karısıyla
kızıyla arasına giren. Ki mükemmel bir erkek, kompleksleri altında ezilen ezilmiş
zayıf ruhlu bir baba bir koca için muazzam bir tehlikedir. Kendi eksikliklerini
her an yüzüne vuran. Gücünün zayıflığını ha bire ona hatırlatan. En önemlisi
gücü hep gündem de tutan.
O yüzdendir,
Atatürk gibi
çok gerçek çok güçlü ve bu yüzyılın en önemli devlet adamını en önemli liderini
yok sayarlar. Yok saymaya çalışırlar.
Ki,
Bu yüzyılın
bu çok güçlü bu büyük devlet adamı en büyük lideri hem de bir de,
Yakışıklı,
Akıllı,
Zeki,
Cesur asker,
Şık zarif sivil,
Stratejisyen,
Zevkli,
İleri
görüşlü,
Modern,
Bilgili
görgülü,
Kendine
güvenen,
Kadın erkek
eşitliğinin savunucusu,
Çocuk seven,
Hem de,
Bir
devrimciyse,
Hem de,
Katiyen
olmaz denileni yapıp Müslümanların ağırlıkta olduğu bu topraklarda,
Padişahlığı yıkıp,
Halifeliği
kaldırıp,
Cumhuriyetle
yönetilen laik bir devlet kurduysa hem de.
Deli eder
böyle bir babayı kocayı,
Atatürk. Yani
bir erkek. Elinde olsa tarihi bile değiştirir delirdikçe. Ki,
değiştiremeyeceklerini bildikleri için tarihten silmeye kalkarlar bu yüzden Atatürk’ü.
Ve de,
Onun
eserlerini de.
Ve de,
Onun en büyük eseri olan laik cumhuriyeti öncelikle.
Bırakın devleti yönetmeyi yönetememeyi hem de hazırına
konmuşken bağımsız laik bir cumhuriyetin,
Bir şu an
devleti yönetenlerin fotoğraflarına bakın bir önce,
Bir de
Atatürk’ün fotoğraflarına.
Bir
Atatürk’ün yanındaki kadınların fotoğraflarına bakın, bazen çarşaflısından bazense başı açıkken Latife Hanım dahil,
Birde şimdi
devleti yönetenlerin yanlarındaki kadınların fotoğraflarına bakın.
Yeter zaten.
Başka tek
kelime etmeye gerek yok.
Ki hem de
yüzyıl evvel çekilmiş fotoğraflara hem de.
Bir
21.yüzyılda bu topraklarda olanlara bu topraklarda yerleştirilmeye çalışan kaba
karanlık güdük köylü akıllarına bakın,
Bir de,
20. yüzyılda
Atatürk’ün hem de yüzyıl evvelin hem de o gün ki her türlü olumsuz şartlarına
rağmen kendi aydınlıkları ile aydınlığıyla yaptığı ve yerleştirip hayata
geçirdiği devrimlere.
Yeter zaten.
Atatürk’ün
yok edilmesi için bu topraklarda,
Özgürlüğü ve
laik cumhuriyeti savunan son kadının da ölmesi gerekir. Var ya, o kadınların
binlercesi yüz binlercesi milyonlarcası
bırakın panzerleri tankların önlerine bile atlarlar laik cumhuriyet ve
özgürlükler uğruna.
Neden mi?
O kadınların
kızları var.
O kadınların
gelinleri var.
O kadınların
kızlar kadınlar yeğenleri var.
O kadınların
kız kardeşleri ablaları var,
O kadınların
kız arkadaşları dostları var,
Kadınlar
amma,
Anneler
onlar önce. Annelikleri ile atlarlar o panzerlerin üstüne. Siz onlara kadın
diyorsunuz,
Amma,
Onlar anne
önce.
Ve de,
Onların
biricik evlatlarıysa kol kanat gerdikleri ve hep gerecekleri,
Laik bir cumhuriyet.
Yani,
Özgürlük.
Yani,
Hakları.
Ve de
onların katiyen kimselerin ellerine bırakmayacakları biricik oğullarıysa
kardeşleriyse babalarıysa dedeleriyse kocalarıysa dostlarıysa aşklarıysa
liderleriyse,
Atatürk.
Ne diyorsun
sen hemşerim yaa…
Bırak aklını,
ne o güdük karanlık köylü ruhun algılar bu sevgiyi bu bağlılığı ne de senin o
korkak komplekslerle ezilmiş büzüşmüş zayıf ruhun.
Hadi de ki
pıstırdın hadi de ki ürküttün bütün erkekleri babaları kocaları ağbileri
sevgilileri arkadaşları dostları,
Kadınları, o
kadınların anneliklerini,
Anneleri ne
yapacaksın peki?
Sen hiç
evladı için canını sakınan bir an için bile sakınmayı düşünen tek bir anne
gördün mü? Tek bir anne bile tanıyor musun? Hayır.
E ee,
Nasıl
olacakta olacak şimdi?
Olmayacak.
Olmayacak
çünkü laik cumhuriyetçi özgürlüklerden yana her bir annenin,
Yüreği,
Laik cumhuriyetin
kalesi bu ülkede. Ve de Atatürk’ün en baş köşesine yerleştiği.
Nasıl
yıkacaksın o kaleleri hemşerim sen tek tek?
Bu iş öyle
cahil cühela takımını toplayıp bir araya gözyaşlarını döke döke vaaz verip
yobaz yetiştirmeye benzemez.
Zor işlerdir
bunlar. Senin aklın hiç ermez, bu işlere hiç işlemez. Akıllı işler bunlar.
Akılsızların çakamadığı.
Ha,
Bir de,
O anneler
var ya o anneler, ha bir de o annelere yani karılarına kızlarına sevgililerine kız
kardeşlerine yeğenlerine dostlarına arkadaşlarına çok düşkün erkekler var bir
de bu ülkede.
Çok düşkünler
amma. Çok sayıdalar amma.
Hani senin
fahişe falan dediğin, zannettiğin falanların erkekleri var bir de.
Hele ki,
O kadınların
sadece saçlarının ucuna bir zarar gelsin sen bir de o erkekleri gör hele bir
de. Bak nasıl azgınlaşıp ne kahramanlıklar yaparlar ne kahramanlar çıkar o gün
o erkeklerin arasından.
Hani,
Sadece
saçlarının ucuna zarar gelsin. Yeter.
Bu denli
özgürlüklerine bağlı bağımlı laik cumhuriyetin bekçileri bu kadınlarla
annelerle bu erkeklerle bu babalarla nasıl ne yapacaksın o zaman o gün hemşerim?
Zor işler
bunlar.
Senin o
güdük karanlıklara boğulmuş yobaz köylü aklın ermez bu işlere. Hele ki
komplekslerle bezenmiş o zayıf korkak ruhun hiç mi hiç anlamaz. Sana büyük
gelir bu işler seni aşar bu işler. Öyle bir gömlek falan değil. Binlerle
milyonlarla gömlek hem de.
O kadar
büyük gelir ki,
İçine
sığmaz,
Biz de ki bu
sevgi bu bağlılık bağımlılık hemşerim. Ki, bizde ki bu sevgide bir kabardı mı hele
bi, breh breh sana da sığmaz,
Senin
gibilerin tamamına da.
Kabarmaya
görsün bi.
Sende ki
malı gördük hemşerim,
Tamam.
Da,
Sen bizim
malı henüz görmedin hemşerim.
Umarım,
Görmezsinde.
Korkarsın çok hemşerim.
Senin malın
senin ne mal olduğun ortada hemşerim.
Bizim ne mal
olduğumuz,
Bizde ki mal
henüz,
Ortada
değil.
Malına
güvenen çıksın meydane hemşerim.
El mi yaman,
Bey mi
yaman,
Görelim bakalım.
Dokunma
bizim kadınlara. Dokunma bizim laik cumhuriyetimize. Orada dur hemşerim.
İstersen,
Hadi
yiyorsa,
Hadi,
Erkek
erkeğe.
Aha kapı,
Çıkalım
dışarı bi bakalım.
Dönüşte tüm
alem görsün o kapının kulpu kimin
neresinde.
Dokunma,
Özgürlükleri
ile yaşamayı tercih etmiş,
Laik
cumhuriyet bekçisi,
Atatürk,
Aşıklısı,
Kadınlara.
Sıra geldi
bizlere.
Sabrımızın
sınırlarını sakın amma sakın test etme
hemşerim, sakın amma.
Biz çok aşığız,
Hem o
kadınlara,
Hem de,
Atatürk’e.
Bu böyle
biline.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder