21 Aralık 2012 Cuma

KIYAMET Mİ DEDİN?

Kıyamet kopmadı deniyor. Kıyamet mi dedin? Mesela, dünyada 3 milyonun üstünde çocuk fahişe var. Al sana kıyamet. Her yıl 2 milyonun üstünde çocuk kaçırılıp satılıyor. Bir kıyamet daha. Esas kıyamet 3 milyon çocuk fahişe ile kim bilir kaç yüz milyon yetişkin seks ilişkisine giriyor her türlü her an. Hala mı bekliyorsun bir başka kıyamet daha olsun diye?  Daha da mı olsun kıyamet? Peki. 100 milyonun üstünde çocuk sokaklarda yaşıyor dünyada.

İyi mi?
Kıyamet doğanın kükremesi diye algılanıyor bir tek. Doğayla gelecek zannediliyor kıyamet. Evrenden. Patrondan. Manyetik alanların kaymasından. Artık hangisine inanıyorsan.

Doğa kükrese ne olur kükremese ne.
İnsanoğlu kükremiş çoktan. İnsanoğlu kıyameti çoktan koparmış zaten.

Geçtim dünyayı, kaç çocuk tacize tecavüze uğruyor sadece bu memlekette mesela her gün? Bilinenler haricinde korkudan utançtan söylenemeyenlerin sayısı ne kadar acaba?
Hem de,

Yüzde ellisi muhafazakar ve de dinine uygun din kurallarına sıkı sıkıya bağlı yaşadığını dindar olduğunu iddia eden bir ülkede. Ki esas kapalı kutu orası. Orada neler oluyor meçhul çünkü kadına baskı taciz esas o kesimde alabildiğine.
Tek bir çocuğun fahişe olarak satılması bile,

Tek bir insanın bile bir çocukla seks yapması yetmez mi en büyük kıyamet için?
Çocuk bu be.

Kıyamet zaten kopmuş kıyameti zaten yaşayan bir  dünyada,
Bizlerse Nuh’un gemisinde kıyameti her saniye yaşayanların tam da yanı başlarında,

Amman boğazını üşütmesin amman doğru düzgün beslensin amman doğru dürüst okusun diye uğraşırken çocuklarla evlerde,
Diğer tarafta,

100 milyon çocuk yaşıyor sokaklarda.
Ve de dünya ne kadar parası varsa silah yatırıyor diğer tarafta.

Sokakta yaşayan çocuklara ev aş için harcayacağı yerde.
Kıyamet zaten kopmuş. Mayaları geçin siz bir hele.

Şirinceymiş.
Aptal saptal fantezilerle şirinlik yapıp Şirince’ye gömeceğinize paralarınızı,

Bir çocuğun elinden tutun mesela.
Onu ısıtın. Onu doyurun.

En önemlisi ona sarılın.
Ki,

Bir çocuk için zaten kopmuş kıyamet son bulsun hayallerini bile kuramayacağı bir şekilde.
100 milyon çocuk.

İllaki biriyle karşılaşırsınız yaşadığınız çalıştığınız semtlerin birinde.
Şov taym beybies hayat bazen Nuh’un gemisinde. De,

Esas beybiler sokaklarda.
İnsan kılığında heriflerin altlarında yataklarda.

Pornolarda.
Alınıyorlar satılıyorlar milyonlarcası elden ele. Çocuklar yani.

Tek bir nedeni var,
Dünyanın bir yerlerinde çok amma çok aç anneleri babaları iki lokma daha yemek yiyebilsinler diye bile bile satılıyorlar bile bile teslim ediliyorlar üç kuruş için çocuk tüccarlarına, seks tüccarlarına, seks yapıyorlar bu çocuklar her yerde. Bizim çocuklar gibi çocuklar yani.

Karınlar doysun bir de başlarını sokacak bir barınakları olsun diye.
Ve de insan kılığında heriflerde en sapıkça duygularını arzularını tatmin ediyorlar bir lokma kızların hatta oğlanların üstlerinde.

Kıyametmiş.
Koparmış zaten kıyameti insanoğlu hem de kendi elleriyle. Ne kıyameti bekliyor ki insanlar bir de üstüne?

Keşke doğanın kıyameti gerçek olsa da temizlese bu gezegeni şöyle bir güzel. Sil baştan olsak yeniden.
Bizler hep beraber Nuh’un gemisinde yaşıyoruz hayatımızın içinde. Gerek yok bu bilgileri bilmeye.

O gemiye binememişlerse,
O gemiye alınmamışlarsa,

Açlıktan ölüyorlar bir yerlerde. Sapıklıklara kurban ediliyorlar. Sapıklıklara alet oluyorlar.
Bir kez düşünün.

Empati.
Kadın olarak mesela.

İlk seksinizi.
Kim bilir kaç yaşınızda kimle.

Amma erişkinken. Olmadı genç kız irisi. Amma sevdiğiniz amma sevemediğiniz bir erkekle. Amma tecavüzle değil ilk seksiniz.
Bir de mesela,

O gün sekiz on yaşında on iki yaşında bile değildiniz ayrıca.
Hani memelerinizin daha olmadığı yaşlarda değildiniz yani.

Hatta adet bile görmeden evvel ki yaşlarda yani.
Bir herif üstünüzde. İçinizde. Ve de siz de altında o herifin.

Bir an düşünün mesela.
Nasıl?

Veya,
Sizler sıcak evlerinizde. Karnınız tıka basa dolu. Hatta az yemişsiniz diyet var ya. Var da az yemişsiniz amma. Yokluktan değil.

Sıcak rahat kanepenizde.
Gece.

Soğuk dışarıda. Rüzgar fena üfürüyor. Kar var yağmur var. Soğuk insanın içine işliyor. Hatta pencerenin kenarından esiyor da üstünüze şikayetçisiniz yani, yaptıramadınız yine bir türlü kış geldi yine hani.
Ya sokakta ne oluyor o sırada?

Milyonlarca çocuk kediler köpekler gibi birbirlerine sokulmuşlar aç açıkta titriyorlar. Hani yazı kışı hep korumaya çalıştığımız kediler köpekler gibi yani.
Şanslısı belki bir binanın dışında da olsa kaptığı bir kuytu köşede. Çok şanslıysa bir kartonun üstünde. Ha, ayakkabı çorap palto mı? Şaka yapıyorsunuz her halde.

Nasıl?
İyi değil mi?

Kıyamet mi?
Mayalara gerek yok kıyamet kopsun diye. Hatta tarihlere hiç gerek yok.

O kıyamet kopmuş zaten kendi içimizde.
İçim dışım kıyamet mesela benim. Her gün de kopuyor bir daha öğrendikçe gördükçe hissettikça. Yaşadıkça yani.

Ya sizin ki?
Bekliyor musunuz şimdi yeniden bir başka tarihi mesela kıyamete çeyrek kaldı yine diye?

Mayaların tarihi ha?
Mayalar takvimi ha?

21 Aralık ha?
İnsanlığınla bak sen bir insanlığın tarihine,

Takvimine hele önce bir.
En büyük doğa felaketiyle gelen en büyük kıyametler bile çok şefkatli kalır,

3 milyon çocuğun fahişe olarak çalıştırıldığı, koca koca insan kılığında yüz milyonlarca herifin bu çocuklarla her türlü seksi yaptığı,
Her yıl 2 milyondan fazla çocuğun kaçırılıp mal gibi satıldığı,

100 milyon çocuğun sokaklarda yaşadığı,
İnsanlık aleminde.

Esas,
Kıyamet,

Nuh’un gemisinde yaşamayanların yaşamında kopuyor her an her saniye.
Bizlerse,

Kıyamet kopsun diye bekliyoruz,
Kıyametin içinde.

Yuh olsun mu bizlere?
Ehh olsun bari.

Kıyamet kopmaz ya bi yuh ile...

Hiç yorum yok: