Rezilliğin
daniskasını yazayım mı? Yazayım. Seyrüsefer yani navigasyon yani yön bulma
makinesinde Türk milleti kadın değil, erkek sesini tercih etmiş. Araştırma
sonucu bu. Patronsa Mercedes. Boşa basmaz. Nasıl? Erkeği de kadını da erkek
sesine güven duyuyor. Yön bulma konusunda. Rezillik. Tam hem de.
Mercedes
arabaların navigasyon aletinde Çinceden İngilizceye Rusçaya kadar tam 15 dilde
verilen hizmette,
Tüm diğer ülkelerin
insanları,
Navigasyon
aletinde kadın sesi duymak isterlerken,
Türklerse,
Erkek sesi istemiş.
Bir tek bizim millet kadın sesini istemeyen yani.
Kadın
sesiyle gelen yönlendirmenin arkasını sen ne kadar en ileri en yüksek teknoloji
ile beslersen besle,
Kadın sesine
güven yok. Erkeklerde güvenmiyorlar kadın sesine. Kadın sesi çıkaran
kadınlarda. Kadına güven yok yani. Kadınlarda güvenmiyorlar kadınlara yani.
Rezalet. Tam
rezalet hem de.
Sonra türban
mı eşarp mı? Başlar sıkma mı? Hepsini geçiniz bir kalemde.
Esas durum,
Canlar sıkma
mı feci esas?
Fena şekilde
canlar sıkma hem de. Başlar sıkma olsa ne olur olmasa. Araştırma başlara göre
değil çünkü. İnsana yönelik, insana göre.
Kadınlar
erkekler cinsiyet ayrımcılığı yapıyor diyorlar. Doğruda diyorlar. Yapıyor çünkü
erkekler cinsiyet ayrımını ezelden beri.
De,
Kadınlarda erkekler
tarafında cinsiyet ayrımcılığı yapıyorlar demek ki. Hain içlerinde yani.
Olacak şey
mi,
Navigasyon
aletinde ki sesin kadın sesi olmaması yönünde kadını erkeği aynı yönde tercihte
bulunulması? Olacak şey, bu topraklarda. Halbuki kadın sesi daha hoş olmaz
mıydı? Diğer 15 lisanda o lisanı kullanan insanların tamamı her milletten kadın
sesini tercih ettiklerine göre…
Acaba,
Erkekler
kadınların sürekli olarak yola karışmalarından muzdarip de, bu nedenle hiç olmadı
direksiyon başında yalnızlarken kadın sesi mi duymak istemiyorlar acaba,
Sağa dön sola
dön diye?
Veya,
Kadınlar
erkeklerin adresi sormadan öğrenmeden sadece erkeklere özgü olduğu kesin yön
bulma hisselerini kullanarak bir yere ulaşmaya çalışmak tarafında inatlarından
sıkıldılar da,
Bir erkeğin
sesinden adres duymayı mı özlüyorlar yoksa?
Vardır bir
hikmeti.
Bizim ülkede
kadınların büyük çoğunluğunun hali perişanlık. Bu nedenle hangi kadın ne
düşündü de kadın sesi istedi,
En sıkı
araştırmalar bile hiçbir zaman en doğru sonuçları koyamazlar önümüze.
Çok büyük bir
grup kadın köylerde kasabalarda küçük şehirlerde büyük kentlerin merkeze yakın
yan semtlerinde ilçelerinde zaten erkeklerin ailenin mahallenin dinin ekonomik
koşulların baskısı altında ezilmekteler. Erkeklerin ailenin mahallenin dinin
ekonomik koşulların izin verdiği sınırlar içinde özgürlükleri.
Bir başka
grup kadınsa büyük şehirlerin merkezlerde ki semtlerde mahallelerde oturan,
Onlarda
zengin koca sevgili peşinde kendilerini erkeklere ezdirmekteler zaten.
Malumumuz.
Bir başka
grup kadında okumuş kültürlü olsa dahi, evlilikleri içinde kocaları tarafından
eziliyorlar zaten. Kadında ya yine ekonomik ya da çocuklar nedeniyle falan da
kopamıyor o evlilikten. Biraz da ne yapacağını bilememenin çaresizliğinden.
Ne kaldı
geriye?
Eser
miktarda bir oranın karşılığı az biraz sayıda kadın.
Ki,
Onlarında
navigasyon aletinden erkek mi yoksa kadın sesi mi geldiği umurlarında bile
değil zaten. O kadınlar kurmuşlar kendi yaşantılarını ister tek başlarına ister
çift,
Yürüyüp
gidiyorlar yaşamın içinde kendi bildikleri gibi. Amma sayıları çok az. Ve de oranları
da çok düşük kadın topluluğu içinde.
Bu grup kadınlarda,
Erkeklerden o
kadar çok tırsmış durumdalar ki zamanında erkekler tarafından amma aile içinde
amma iş hayatında amma özel hayatlarında ezilmekten haksızlıklara uğramaktan yana,
Kadınlarla
ilgili, kadın hakları demeyeceğim kadınlar bile dememeli, insan hakkının kadını
erkeği olmaz çünkü, ayıptır lafını bile etmemek gerekir,
Kadınlarla
ilgili nerede olumlu bir çift söz söylesem ne zaman olumlu bir yazı yazsam
oradan illaki bir ukala kadın çıkıyor sinir ve kızgınlık içinde,
Ne yani
neyin peşindesin diye? Neden yaltaklanıyorsun kadınlara diye? Ne menfaatin var
bakalım şimdi diye? Sen nereden bileceksin kadınların hislerini diye? O bu şu
illaki buluyor kızgınlıklarını köpürtecek bir neden.
Biliyorum.
Bal gibi hem
de.
Nasıl? Ve
Neden mi? Basit. Koy erkekliği kadınlığı bir tarafa, insanım bir kere önce. Ve
de,
Bilmek
istediğim ve bilmek istemediklerim de dahil ne var ne yoksa kadınlar
söylüyorlar anlatıyorlar gösteriyorlar zaten. Ki,
Kadınların kendileri
için söylediklerinin çoğunu da ben tekrar geriye dönüp yine kadınlara söylemiyorum
da.
Söylesem,
Tam bir felaket
olur o gün. Kadın konusundan kendi isteğimle emekli oldum artık. Kadın dedim
kadın dinledim kadın konuştum bu yaşlarıma kadar.
Amma,
Duracağın
yeri bileceksin. Samimiyet yok çünkü. Erkeğinde de kadınında da bu toprakların.
O samimiyete sahip var olan insan sayısı da çok az. Topluma çağdaş bir yön
vermek açısından da hiç yeterlide değil sayıları.
Böyle de
böyle olunca da durum,
Hele bir de
o samimiyetsizlikleri yaşayınca doyasıya bir insan olarak, erkek değil, insan
olarak,
Bir gün
bardak taşıyor. Bana ne ya deyip çekiliyorsun kendi köşene. Neyi savunuyor neyi
yazıyorum neyi yaşıyorum ki diyorsun,
Araştırmaların
sonucu,
15 ana lisan
içinde bir tek Türkler navigasyon aletinde erkek sesi duymak istiyorlar çıkınca
üstüne bir de. Önemli mi? Evet. Çok mu önemli? Çok hem de.
Ne diyeyim
ki artık,
Genlere
işlemiş artık eziklikler. Genlere işlemiş artık erkek hegemonyasına teslim
olmak.
Rezillik.
Bir tek
Atatürk’le olmuyor bu işler. Bu işler insan olmakla ilgili önce.
Kadını
erkeği insan yok bu topraklarda.
Var
olanlarda,
Bıkmışlar
insanımsılardan hayvanları seviyorlar artık sadece.
Değişir mi
bir şeyler bu saatten sonra?
Zannetmiyorum.
Az sayıda insan
sevenler dahi insandan vazgeçip hayvanları insanlardan çok daha fazla seviyor
ve kolluyorlarsa bir ülkede,
Hayvanlar mı
değişime neden olacaklar gelişimi tetikleyecekler insanlık adına?
Laf.
Lafları
dedikodulardan ayrıştıransa, bilimdir.
Araştırmaların
da temeli bilime dayanır.
Araştırmalar
ne diyorsa esas olan odur.
Gerisi mi?
Gerisi dön
yüzlerce yıl evveline önce. Binlerce de.
Kadınların
insanca haklarından isteyerek ve bilerek feragat ettiği bir ülkede,
Kadın
yazmak,
Kadın
anlatmaksa,
Kızgınlıklarıyla
baş edememiş kadınlarla mücadele demektir sadece bu ülkede.
Erkek
olarak.
Ne zaman ki
bir gün kadınıyla erkeğiyle,
Kadını ve
erkeği değil de,
İnsanı yazar
insanı çizer insanı anlatır insanı konuşur insanı dinler insanlar bu ülkede,
O gün devam
ederim bugün bıraktığım yerden.
Emekli
oluyorum bugün bir erkek olarak,
Kadın
konularından.
İnsana
devaam amma,
İnsan,
Olarak amma…
Meraklısı
devam etsin.
Kadınlar
şöyledir,
Erkekler de
böyledir diye.
Kimin ne
olduğu zaten çok belliyken hem de.
Tekrarlar
iyidir. Aynıların nesiller boyu aynı kalıp aynı devam etmesine neden olan,
Genlerin
gelecekleri adına.
İnsanca,
Çağdaş
yaşama bir katkısı olmasa da…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder