22 Ocak 2013 Salı

ERKEK NAVİGASYON

Rezilliğin daniskasını yazayım mı? Yazayım. Seyrüsefer yani navigasyon yani yön bulma makinesinde Türk milleti kadın değil, erkek sesini tercih etmiş. Araştırma sonucu bu. Patronsa Mercedes. Boşa basmaz. Nasıl? Erkeği de kadını da erkek sesine güven duyuyor. Yön bulma konusunda. Rezillik. Tam hem de.

Mercedes arabaların navigasyon aletinde Çinceden İngilizceye Rusçaya kadar tam 15 dilde verilen hizmette,
Tüm diğer ülkelerin insanları,

Navigasyon aletinde kadın sesi duymak isterlerken,
Türklerse,

Erkek sesi istemiş. Bir tek bizim millet kadın sesini istemeyen yani.
Kadın sesiyle gelen yönlendirmenin arkasını sen ne kadar en ileri en yüksek teknoloji ile beslersen besle,

Kadın sesine güven yok. Erkeklerde güvenmiyorlar kadın sesine. Kadın sesi çıkaran kadınlarda. Kadına güven yok yani. Kadınlarda güvenmiyorlar kadınlara yani.
Rezalet. Tam rezalet hem de.

Sonra türban mı eşarp mı? Başlar sıkma mı? Hepsini geçiniz bir kalemde.
Esas durum,

Canlar sıkma mı feci esas?
Fena şekilde canlar sıkma hem de. Başlar sıkma olsa ne olur olmasa. Araştırma başlara göre değil çünkü. İnsana yönelik, insana göre.

Kadınlar erkekler cinsiyet ayrımcılığı yapıyor diyorlar. Doğruda diyorlar. Yapıyor çünkü erkekler cinsiyet ayrımını ezelden beri.
De,

Kadınlarda erkekler tarafında cinsiyet ayrımcılığı yapıyorlar demek ki. Hain içlerinde yani.
Olacak şey mi,

Navigasyon aletinde ki sesin kadın sesi olmaması yönünde kadını erkeği aynı yönde tercihte bulunulması? Olacak şey, bu topraklarda. Halbuki kadın sesi daha hoş olmaz mıydı? Diğer 15 lisanda o lisanı kullanan insanların tamamı her milletten kadın sesini tercih ettiklerine göre…
Acaba,

Erkekler kadınların sürekli olarak yola karışmalarından muzdarip de, bu nedenle hiç olmadı direksiyon başında yalnızlarken kadın sesi mi duymak istemiyorlar acaba,
Sağa dön sola dön diye?

Veya,
Kadınlar erkeklerin adresi sormadan öğrenmeden sadece erkeklere özgü olduğu kesin yön bulma hisselerini kullanarak bir yere ulaşmaya çalışmak tarafında inatlarından sıkıldılar da,

Bir erkeğin sesinden adres duymayı mı özlüyorlar yoksa?
Vardır bir hikmeti.

Bizim ülkede kadınların büyük çoğunluğunun hali perişanlık. Bu nedenle hangi kadın ne düşündü de kadın sesi istedi,
En sıkı araştırmalar bile hiçbir zaman en doğru sonuçları koyamazlar önümüze.

Çok büyük bir grup kadın köylerde kasabalarda küçük şehirlerde büyük kentlerin merkeze yakın yan semtlerinde ilçelerinde zaten erkeklerin ailenin mahallenin dinin ekonomik koşulların baskısı altında ezilmekteler. Erkeklerin ailenin mahallenin dinin ekonomik koşulların izin verdiği sınırlar içinde özgürlükleri.
Bir başka grup kadınsa büyük şehirlerin merkezlerde ki semtlerde mahallelerde oturan,

Onlarda zengin koca sevgili peşinde kendilerini erkeklere ezdirmekteler zaten. Malumumuz.
Bir başka grup kadında okumuş kültürlü olsa dahi, evlilikleri içinde kocaları tarafından eziliyorlar zaten. Kadında ya yine ekonomik ya da çocuklar nedeniyle falan da kopamıyor o evlilikten. Biraz da ne yapacağını bilememenin çaresizliğinden.

Ne kaldı geriye?
Eser miktarda bir oranın karşılığı az biraz sayıda kadın.

Ki,
Onlarında navigasyon aletinden erkek mi yoksa kadın sesi mi geldiği umurlarında bile değil zaten. O kadınlar kurmuşlar kendi yaşantılarını ister tek başlarına ister çift,

Yürüyüp gidiyorlar yaşamın içinde kendi bildikleri gibi. Amma sayıları çok az. Ve de oranları da çok düşük kadın topluluğu içinde.
Bu grup kadınlarda,

Erkeklerden o kadar çok tırsmış durumdalar ki zamanında erkekler tarafından amma aile içinde amma iş hayatında amma özel hayatlarında ezilmekten haksızlıklara uğramaktan yana,
Kadınlarla ilgili, kadın hakları demeyeceğim kadınlar bile dememeli, insan hakkının kadını erkeği olmaz çünkü, ayıptır lafını bile etmemek gerekir,

Kadınlarla ilgili nerede olumlu bir çift söz söylesem ne zaman olumlu bir yazı yazsam oradan illaki bir ukala kadın çıkıyor sinir ve kızgınlık içinde,
Ne yani neyin peşindesin diye? Neden yaltaklanıyorsun kadınlara diye? Ne menfaatin var bakalım şimdi diye? Sen nereden bileceksin kadınların hislerini diye? O bu şu illaki buluyor kızgınlıklarını köpürtecek bir neden.

Biliyorum.
Bal gibi hem de.

Nasıl? Ve Neden mi? Basit. Koy erkekliği kadınlığı bir tarafa, insanım bir kere önce. Ve de,
Bilmek istediğim ve bilmek istemediklerim de dahil ne var ne yoksa kadınlar söylüyorlar anlatıyorlar gösteriyorlar zaten. Ki,

Kadınların kendileri için söylediklerinin çoğunu da ben tekrar geriye dönüp yine kadınlara söylemiyorum da.
Söylesem,

Tam bir felaket olur o gün. Kadın konusundan kendi isteğimle emekli oldum artık. Kadın dedim kadın dinledim kadın konuştum bu yaşlarıma kadar.
Amma,

Duracağın yeri bileceksin. Samimiyet yok çünkü. Erkeğinde de kadınında da bu toprakların. O samimiyete sahip var olan insan sayısı da çok az. Topluma çağdaş bir yön vermek açısından da hiç yeterlide değil sayıları.
Böyle de böyle olunca da durum,

Hele bir de o samimiyetsizlikleri yaşayınca doyasıya bir insan olarak, erkek değil, insan olarak,
Bir gün bardak taşıyor. Bana ne ya deyip çekiliyorsun kendi köşene. Neyi savunuyor neyi yazıyorum neyi yaşıyorum ki diyorsun,

Araştırmaların sonucu,
15 ana lisan içinde bir tek Türkler navigasyon aletinde erkek sesi duymak istiyorlar çıkınca üstüne bir de. Önemli mi? Evet. Çok mu önemli? Çok hem de.

Ne diyeyim ki artık,
Genlere işlemiş artık eziklikler. Genlere işlemiş artık erkek hegemonyasına teslim olmak.

Rezillik.
Bir tek Atatürk’le olmuyor bu işler. Bu işler insan olmakla ilgili önce.

Kadını erkeği insan yok bu topraklarda.
Var olanlarda,

Bıkmışlar insanımsılardan hayvanları seviyorlar artık sadece.
Değişir mi bir şeyler bu saatten sonra?

Zannetmiyorum.
Az sayıda insan sevenler dahi insandan vazgeçip hayvanları insanlardan çok daha fazla seviyor ve kolluyorlarsa bir ülkede,

Hayvanlar mı değişime neden olacaklar gelişimi tetikleyecekler insanlık adına?
Laf.

Lafları dedikodulardan ayrıştıransa, bilimdir.
Araştırmaların da temeli bilime dayanır.

Araştırmalar ne diyorsa esas olan odur.
Gerisi mi?

Gerisi dön yüzlerce yıl evveline önce. Binlerce de.
Kadınların insanca haklarından isteyerek ve bilerek feragat ettiği bir ülkede,

Kadın yazmak,
Kadın anlatmaksa,

Kızgınlıklarıyla baş edememiş kadınlarla mücadele demektir sadece bu ülkede.
Erkek olarak.

Ne zaman ki bir gün kadınıyla erkeğiyle,
Kadını ve erkeği değil de,

İnsanı yazar insanı çizer insanı anlatır insanı konuşur insanı dinler insanlar bu ülkede,
O gün devam ederim bugün bıraktığım yerden.

Emekli oluyorum bugün bir erkek olarak,
Kadın konularından.

İnsana devaam amma,
İnsan,

Olarak amma…
Meraklısı devam etsin.

Kadınlar şöyledir,
Erkekler de böyledir diye.

Kimin ne olduğu zaten çok belliyken hem de.
Tekrarlar iyidir. Aynıların nesiller boyu aynı kalıp aynı devam etmesine neden olan,

Genlerin gelecekleri adına.
İnsanca,

Çağdaş yaşama bir katkısı olmasa da…

Hiç yorum yok: