TAKMA BABA,
Hiç takma hem de. Güzeldir Silivri. Suyu havası güzeldir.
İstanbul büyüktür baba. Her semti başka alem. Silivri ise özgürlüğü temsil eder. Artık. Ruhların akılların özgürlüğünü. Cehalete gericiliğe karşı verilen mücadeleyi temsil eder. Artık. Takma baba kafaya.
Şerefsizce gezineceğine dışarıda şerefinle yatarsın içeride baba. Yattıkça çoğalırsın, yattıkça özgürleşirsin. Yattıkça güzelleşirsin. Yattıkça insan olursun daha da.
O özgürlükler o medeniyet adına yüz binler öldü gitti daha yüz yıl evvel. Boşuna mı yani? Nedir ki yatmak içeride. Hiç. Hem de Silivri’de. Kimler yatmadı ki cehalete gericiliğe faşizme karşı verdiği mücadeleler nedeniyle? Çok. Kimler asılmadı ki gencecik? Kimler öldürülmedi ki? Çok. Kimler işkenceler görmedi ki? Kimler sakat bırakılmadı ki? Çok. Boşuna mı yani?
Takma baba.
Geçer günler. Geçiyor zaten.
İçeride de geçiyor dışarıda da.
Attım mı içeri tamamdır işleri sanan kısır kavruk zavallı cahil akılları hiç mi hiç takma sen hele. Bekle bi sen hele.
Çek yorganı kafaya,
Dinle uyumadan evvel senin için atan kalplerin sesini,
Sızar gelir ulaşır kulağına illaki en derin zindanlara bile,
‘’Bu daha başlangıç mücadeleye devam’’ diye diye.
Gülümse ve,
Takma kafaya baba.
Sen içeride biz dışarıda. Ya da,
Sen dışarıda biz içeride.
Ne fark eder ki...
Çok değer çünkü. Çocuklar için değer. Torunlar için değer. Milyonlarca pırıl pırıl insan için çok değer. Gelecek için değer.
Vazgeçme,
Yeter.
Mustafa Kemal Samsun'a doğru yola çıktığında 9. Ordu Müfettişiydi. Döndüğündeyse yeniden bir gün İstanbul'a,
Atatürk olmuştu artık.
Vazgeçmedi çünkü.
Sende vazgeçme,
Yeter.
Hiç takma hem de. Güzeldir Silivri. Suyu havası güzeldir.
İstanbul büyüktür baba. Her semti başka alem. Silivri ise özgürlüğü temsil eder. Artık. Ruhların akılların özgürlüğünü. Cehalete gericiliğe karşı verilen mücadeleyi temsil eder. Artık. Takma baba kafaya.
Şerefsizce gezineceğine dışarıda şerefinle yatarsın içeride baba. Yattıkça çoğalırsın, yattıkça özgürleşirsin. Yattıkça güzelleşirsin. Yattıkça insan olursun daha da.
O özgürlükler o medeniyet adına yüz binler öldü gitti daha yüz yıl evvel. Boşuna mı yani? Nedir ki yatmak içeride. Hiç. Hem de Silivri’de. Kimler yatmadı ki cehalete gericiliğe faşizme karşı verdiği mücadeleler nedeniyle? Çok. Kimler asılmadı ki gencecik? Kimler öldürülmedi ki? Çok. Kimler işkenceler görmedi ki? Kimler sakat bırakılmadı ki? Çok. Boşuna mı yani?
Takma baba.
Geçer günler. Geçiyor zaten.
İçeride de geçiyor dışarıda da.
Attım mı içeri tamamdır işleri sanan kısır kavruk zavallı cahil akılları hiç mi hiç takma sen hele. Bekle bi sen hele.
Çek yorganı kafaya,
Dinle uyumadan evvel senin için atan kalplerin sesini,
Sızar gelir ulaşır kulağına illaki en derin zindanlara bile,
‘’Bu daha başlangıç mücadeleye devam’’ diye diye.
Gülümse ve,
Takma kafaya baba.
Sen içeride biz dışarıda. Ya da,
Sen dışarıda biz içeride.
Ne fark eder ki...
Çok değer çünkü. Çocuklar için değer. Torunlar için değer. Milyonlarca pırıl pırıl insan için çok değer. Gelecek için değer.
Vazgeçme,
Yeter.
Mustafa Kemal Samsun'a doğru yola çıktığında 9. Ordu Müfettişiydi. Döndüğündeyse yeniden bir gün İstanbul'a,
Atatürk olmuştu artık.
Vazgeçmedi çünkü.
Sende vazgeçme,
Yeter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder