11 Ağustos 2014 Pazartesi

VAZGEÇMEYECEKSİN.

VAZGEÇMEYECEKSİN.

Kendi merkezinden uzaklaşmadan ancak ideallerini özlemlerini hayallerini yaşamının tam da göbeğine yerleştirmeden,
Kendin kadar kendin gibi hep çalışacaksın çalışacaksın çalışacaksın. 
Vazgeçmeden.
Duygularını ıskalamadan amma…
Gülerken de çalışacaksın, ağlarken de. Esas sızlanırken, söylenirken çalışacaksın en çok. 
Mutluluğu es geçmeden,
İğneyle kuyu kazıp,
Kum tanelerini tek tek boyayıp,
Resmedeceksin hayatı hayatını ideallerini,
Rengarenk. 
Arada bir çekilip geriye, bir oradan bir buradan bir üstten bir alttan bakıp o nefis tabloya, 
Orasını burasını ise ha bire değiştireceksin. Ne kadar görebiliyorsan ne kadar becerip ne kadar üretebiliyorsan o sıra, gerekiyorsa büyültüp gerekiyorsa küçülteceksin. 
Biri birileri erken yorulur yorulurlar hep, sense yorulmazsın o zaman.
Bıkmazsın. Sıdkın hiç sıyrılmaz. Bezmezsin o zaman. Vazgeçmezsin o zaman.
Vazgeçmedikçe, 
Coşarsın daha da. 
Yaşarken,
Kazanırsın.
Kazandığınsa,
Kavuşmaktır özlediklerine,
Özlemlerine, ideallerine. 
Hayallerine yani.
Yani kendine.
Seviyorsan kendini eğer,
Vazgeçmeyeceksin.

Çok seversin hayatı hayatını o zaman...
Sırıtıp durursun ha bire.