29 Aralık 2015 Salı

ÇİFT KULAK

ÇİFT KULAK

Kızlarımın saçlarını yapardım her Pazartesi sabahı okula ve de her daim gezmelere giderken, bebeyken onlar. İlk defa çift kulak istiyorum diye önüme geldikleri sabah elim ayağım birbirine dolandı. 
Çok acıttım saçlarını, çok ağlattım sabahın köründe çift kulağı, at kuyruğunu, saç örgüyü, hatta saç örgüden iki yana topuzu öğrenene kadar. Hemde tam ortadan ayırıp saçları.
Bitmez saçı acıtmadan güzelce taramakla, o sabah istenen saç modelini yapmakla sadece. Toka seçimi vardır öncesinden birde.
O toka olmaz, bu toka hiç olmaz, diğer tokam annemde kalmış der, gözler dolar, çok hayati bir konudur toka seçimi bir kız çocuğu için. Çok hemde.
Yıllar yıllar geçtikçe iyi öğrendim, iyi bilirim bir kız çocuğu için saçı ve tokasının ne demek olduğunu. Hele gezmeye gidiyorsa. Hele gezmeye götürülüyorsa.
Bazen hayatı olur o saç. Hele uzadıkça, hele şööle bir savurunca arkaya doğru…
Bazen sabahın neşesidir o tokalar, güneşten daha çok ısıtır içini. Senin değil sadece, alemin bile.
Derken bir resim.
Saç örgü,
Uzatılmış özenle,
Kestane rengi,
Tarana tarana pırıl pırıl uzun bir saç,
Ucunda pembe lastikli tokası.
Benim kızlarınki gibi. Aynısı.
Tıpatıp.
Bir farkla,
Dibinden kesilmiş.
Tam en dibinden.
Dikili sahiline bırakılı vermiş.
Hani kızı gezmeye götürürken, hani kız gezmeye giderken özenip bözenip pembe tokalı saçları ile, hah tam da gezmeye gitmişlerken ailecek,
Bot battığında,
Daha da ağırlaşıp çekmesin deniz dibe diye kızı.
Yani kız suyun üstünde hayatta kalsın diye, yaşasın daha da diye,
Evden çıkarken o toka kutusunda özenle saklayıp, ucuna taktığı en sevdiği pembe tokası ile birlikte,
Kesmişler saçlarını en dibinden,
Atı vermişler kumsala hayatını kızın,
Kumların üstüne yani.
Kızın geleceğini.
Kızın geçmişini.
Kesip en dibinden. Savurup atmışlar. Sahile.
Afganlı kızın.
Benim kızın.
Senin kızın.
Bizim kızın.
Gezmeye giderlerken ailecek.
Murat Denizel

Hiç yorum yok: