22 Haziran 2016 Çarşamba

ZIRVALIK

ZIRVALIK


Ot gibi olduğunda yerde sayarak yaşarken arada bir, bir restoranda yemek yedim bir otelde kaldım bir şey aldım edindimlere sevindirik ola ola yaşamak varken,
Benimkisi zırvalık.
Neyin uğruna ne yani di mi…
Kapitalizm, komünizm, neosu meosu fark etmez liberalizm ve benzeri her türlü kendi içinde adilmişçesine rol kesen yenisi eskisi yapılanmaların tamamı hep aynı faşist dayatmalar ile hayat bulur,
Ve de kıçlarını serip oturur toplumların milletlerin tam da göbeğine.
Sana,
Öyle bir çap biçerler ki taa en başında zamanın,
Bu zaman bazen bir ömür,
Bazense birkaç kuşak boyu bile sürer,
Sende zannedersin ki çapın o,
Gücün bu. İnandırırlar sana. Sende inanırsın zaten.
Mesela eğitimi kullanırlar araç olarak.
Abuk sabuk hayatın boyu hiç ihtiyaç duymayacağın bilgileri öğrenmen, ezberlemen beklenir senden.
Becerirsen alkışlanırsın,
Beceremezsen al aşağı ederler insanı.
O bilgilerin ne kadarına sahip olabilirsen, ne kadarını kullanabilirsen sende çapın o kadar zannedersin,
O bilgiler kadar gücün var zannedersin.
Din paketini dayarlar maneviyat başlığı altında burnuna mutlaka.
İbadet şekilleri, süreleri, cennet cehennem hep aynı paketin içinde.
İbadet ettiğin etmediğin kadar cennete layıksındır veya cehennemlik olduğun enjekte edilir ruhuna mesela. Ya ödül ya ceza yani.
Ayıbı sokuştururlar aklına mesela.
Kadın erkek diye cinse göre çıplaklık sınırların veya yaşam şekli biçimini kurgulayarak, cinselliğini sınırlayarak öyle bir baskıya alırlar ki seni, sende genele uyduğun kadar biri olduğunu sanırsın mesela.
Parayı sokuştururlar hayatına mesela. Tüketimi de tıkıştırırlar yani. Tıkış tıkış oldukça daha da çok sev, daha çok takdir et diye kendini.
Sende aldıkça alırsın artık. Aldıkların varlıkların kadar güçlü olduğundan eminsindir artık. Alamadıklarında çapını daraltanlardır, gücünün eksiklikleridir artık.
Eğlenceyi eğlenmeyi ruhunu mest etmeyi,
Tv de ki magazin programları diziler sınırlarına çekip, var olma sevincini de tuttuğun takımın kazandığı maçlar boyutlarına indirgedin mi,
Yeter zaten.
Daha da var…
Amma yeter bunlar zaten.
Bir insanı,
Aptal saptal eğitimlerle,
Dinle imanla,
Ayıpla cinsellikle,
Parayla tüketimle,
Diziyle magazinle,
Sarıp sarmaladın mı bir kez,
Hele düşün ki bu tuzağın şiddetini, bu yazıyı okurken bile,
Ne yazdığı ile değil de,
Nasıl yazdığınla, imla ve edebiyat kurallarınla meşgul ettin mi okur yazar şokladığın beyinleri, gücü çapı indirdin mi bu seviyelere,
Çok değerli saatleri zamanları da harcatınca dizilerle, kim kimle nerede nasıl fingirdemiş magazin ve gerzeklerin yarışma programlarının başında,
Hele birde futbolu falanda verdin mi alttan,
Sende,
Şokladıkları kadar sanırsın gücünü çapını.
Sonra,
Sonrası çok kolay. Gerisi çok kolay kapital için yani kapitalin maşası siyasi iktidarlar için. Yapılanmanın adı şekli ne olursa olsun.
Aslında kendilerinin özgür falan olduklarını zanneden,
Milyonlarca milyarlarca kölen vardır artık.
Ne emrederlerse onu yapar, ne isterlerse onu üretir, neyi uygun görürlerse ondan mutlu olur, ondan zevk alır, ona sevinir, onu tercih edersin sende. Ne
İsterlerse istesinler,
Getirir önlerine bırakırsın sende. Tıpış tıpış.
Her bir saat,
Her bir gün,
Her bir ömür,
Hatta kuşaklar boyun. Sınırlarını onların biçtiği çapın kadar,
Onların sınırlarını çizdiği gücün kadar ne varsa, hepsini.
Nelerin var nelerin yoksa her şeyini yani. Kredi ile ev bile araba bile alırsın onlarla senini onlara tepsiyle sunup mesela.
Hatta birkaç yılda birde, arada birde sen kendini daha da iyi hisset sanki oyunun yönetmeni senmişsin gibi zannet diye de yine onların kurguladıkları alternatiflerden yine onların sınırlarını biçtiği algın aklın kadar içlerinden birine oyunu vermek dahil.
Buna,
Özgür irade diyorlar.
Sende iraden özgür zannediyorsun salak gibi.
Onların senin için uygun gördüğü kadar güçsüzlüğünü çapsızlığını kabullenmişliğinle.
Bir de diğer taraf vardır mesela.
Diğer taraftaysa,
Özgür iradelilerin algı ve akıllarının sınırları ve kapasiteleri ve çok bilmişlikleri içinde kalmak şartı kaydı ile tarif ettikleri diğer oy verenlereyse,
Koyun,
Derler özgür iradeliler mesela.
Elinden gerçek gücü alınmış ve gerçek çapı daraltılmışlarla koyunlarınsa bir arada yaşadıkları,
Bu sistemin tamamınaysa,
Demokrasi.
Denir.
Bir boka yaradığıda görülmemiştir hiç bugüne kadar.
Ha bire yeni faşistlerin yeni kartellerin yeni güç odaklarının yaratılmasına neden olmuş ve olmaktadır o başka amma ve mesela.
Bir halta yarasa,
Bir avuç insan hariç,
Dünya ve üstünde yer alan tüm canlılar cansızlar her geçen gün bu denli daha çok ezilmez, bu denli daha çok işkence ve acılar çekmez, bu denli daha da çok yanmaz, kavrulmazlardı.
İyiye giden birşey varda bu gezegende benim mi haberim yok?
Gelecek bir kaç yüzyılda bu emzikle yaşatırlar bunca şoklanmış milyarları.
Şimdi, dönelim bir kaç bin, hatta bir kaç on bin yıl öncesine, alalım takvimleri en başa.
Gerçek ve esas gücünü çapını tahmin edebiliyor musun hiç?
Düşün bi...
Murat Denizel

Hiç yorum yok: