17 Temmuz 2017 Pazartesi

UTANÇ

UTANÇ

Karşılıklı vahşet yaşatan ve yaşayanlarla,
Ağzı bir karış açık kalanların gününü,
Cumhuriyetin en hazin günü ilan edip, yas tutmak yerine,
Çılgınlar gibi kutlayan bir millet.
Anlayabilmek mümkün değil.
Askerin sivili, sivilin askeri katlettiği,
Millet olarak çok utanç duymamız gereken bir günü,
Zafer günü ilan etmek.
Ne aklım alıyor, ne de vicdanım. Hep beraber başımız önümüzde ağlamak yerine sessizce,
Haykırarak kutluyoruz sevinç içinde.
Ruh sağlığını, aklını, iradesi, bilincini, vicdanını kökten yitirmiş bir millet.
Toparlanır mı…
Ağzı açık kalanlar kararlılıkla, hiç vazgeçmeden ve sabah akşam sadece ve sadece hiç durmadan bıkmadan usanmadan, birlik olmayı becerip, hep beraber çalışırlarsa, üretirlerse,
Birkaç kuşak sonra belki,
Belki.
Ümit var mı…
Var.
Vazgeçmemek lazım.
Esas,
Şimdi,
Vazgeçmemek lazım.
Utanmaktan hiç mi hiç vazgeçmeyip,
Bugünü,
Bir gün,
Utanç günü,
İlan edecek akla, vicdana, bilince, iradeye ulaşana kadar,
Vazgeçmemek,
Lazım.
Evlatlarını hiç sevmemiş hiç saygı duymamışlar, hiç sevilmemişler hiç saygı duyulmamışlarla,
Sevgi ile saygı ile büyütülmüş,
Severek saygı duyarak yaşayanların,
Mücadelesi bu.
Siyasi farklılıklar,
Esas konunun,
Kenar süsleri, o kadar.
İşin esası,
Sevgi.
İşin esası,
Saygı.
Sevgi ve saygının akla, ruha, vicdana yerleşmediği, genlerine işlemediği bir toplumdan,
Ne adalet bekle,
Ne de özgürlük.
Vazgeçmemek lazım.
Bir ümit.
Bir kaç kuşak sonraları için olsa dahi.
Vakit öylede geçiyor,
Böylede.
Murat Denizel

Hiç yorum yok: