29 Temmuz 2018 Pazar

HAYAL

Neredeyse insanların tamamı para kazanmak için çalışır. Kazandığı para ile de istediklerini yapmaktır, hayalini kurduklarını yaşayabilmektir amaçları.
Çok az sayıda insansa, sadece istediklerini yapabilmek, hayalini kurduklarını yaşayabilmek için çalışır. Bazen kazanır, bazen kazanamaz, bazen kazandıklarını da kaybeder.
Para kazanmak için çalışanlar, kazandıkları para ile ve o para kadar istediklerini yapabildikleri, hayalini kurduklarını paraları ile yaşamlarına katabildikleri kadar ve o anlar kadar mutludurlar. Yani olsa olsa tamamı, işten artan geriye kalan zamanlar kadardır mutlulukları, o da gerçekleştiyse hayalleri.
Hayalini kurdukları için çalışanlarsa, her gün her an mutludurlar. Her bir an mutlu bir andır çünkü.
Hayalleri zaten çalışırken gerçekleşiyordur çünkü. Sadece yapmak istediklerini yapıyorlardır çünkü.
Ben hayatımın en başından beri hayal kurarak yaşadım.
Hayal kuramadığım her an en mutsuz anlarım oldu.
Hayallerim gerçekleşsin veya gerçekleşmesin veya gerçekleşme imkanım olsun veya olmasın hep hayal kurdum.
Kurduğum hayaller bendim.
Kurduğum hayallerimin peşinden koşmak, çalışmak bendim.
Kurduğum hayallerimin içinde yer alanlarsa en sevdiklerim.
Ben hayallerimi, hayalleri sevdim,
Hayalleri olanları sevdim,
Hayalleri için çok çalışanları ve hiçbir zaman hayalleri için vazgeçmeyenleri çok sevdim.
Derken,
Her hayali, her hayalin peşinde koşanları da değil galiba.
Bilmem kaç katlı bir apartmanın bilmem kaçıncı katında bir eve sahip olabilme hayali ile yıllarını para kazanmak ve borç ödemek için harcayanları, tüketenleri, anladım amma galiba pek sevemedim.
Koskoca gezegende ve evrende bir apartman dairesine fit olacak kadar kısır kalmış hayaller de olabileceğini anladım, amma sevemedim.
Her şey bir gün hayal ederek başlar.
Hiç tarzım olmasa da, o apartman dairesini alma hayali bile.
Bazen,
Bu ülkede,
Bu toplumda,
Çok sıkılıyorum hayali para kazanmak olan insanların çokluğundan.
Renksiz,
Sıradan,
Monoton,
Her bir günü, haftası, ayı, yılı, hatta her bir yaşamı bir diğeri ve diğerleri ile neredeyse tıpatıp olan insanlardan, yaşamlarından.
Şaşırmak istiyorum yaşam öyküleri dinledikçe,
Şaşırmak istiyorum birilerinin gerçekleşen o güne kadar hiç duymadığım hayallerini gördükçe, yaşadıkça.
Şaşırmak istiyorum, gel gör ki,
Şaşırtan yok.
Ne iş dünyası şaşırtıyor,
Ne siyaset arenası,
Ne bilim insanları,
Ne eğitimciler,
Ne ebeveynler,
Ne gençler, ne çocuklar, ne yaşlılar,
Şaşırtan yok. 
Korku ile büyütülmüş, sıradan bir insan olsun, olsun ki etrafa huzursuzluk vermesin, olsun ki kurallara itiraz etmesin edemesin, isyan etmesin, baş kaldırmasın diye, yani kısaca çıkıntılık yapmasın diye anaokulu, ilkokul çağından itibaren baskı altına alınmış,
Para kazanacak mesleği olsun diye üniversitelere gönderilmiş,
Gazoz kapakları gibi şekli aynı, sadece üstündeki renkler desenler farklı,
On milyonlarca insanın,
Tam ortasında,
Bunca yıldır,
Yaşamayı nasıl becerebildim,
Bak buna şaşırıyorum amma…
Bir tarafta,
Güzelliklerle,
Birbirlerini hiç mi hiç şaşırtamazken,
Çirkinliklerle,
Sabah akşam herkesi şaşırtmayı şaşılacak derecede başarabilen bu insanlar topluğuna bakıp bakıp,
Sadece hallerine şaşırabilmek galiba, 
Benimkisi.
Nerede ne zaman bir çocukla, bir gençle tanışsam,
Hayali anlatıyorum onlara.
Hayal kurmayı, sonrada hayallerinin peşinden koşmayı anlatıyorum onlara.
Benimkisi,
Bencillik, biliyorum.
Hani biri, bir kaçı ola ki hiç görülmemiş hiç duyulmamış hiç yaşanmamış hayaller kurar, ola ki hayallerini gerçekleştirirlerse,
Ben de,
Şaşırıp, daha da çok mutlu olayım diye.
Sizden rica ediyorum,
Şaşırtın.
Öyle hayaller kurun ki,
Kendiniz bile kendinize çok şaşırın.
Yaşam,
Bir hayaldir, 
Yaşam bir hayalin üstüne kurulmuştur.
Evren bir hayaldir zaten.
Biraz abartmış amma, kim bilir ne hayal etti patron. 
Galaksiler, gezegenler, o gezegenlerin sadece birinde, sadece bir uç uç böceği bile muhteşem bir hayalin,
Bizleri çok şaşırtan gerçeğe dönüşmüş minnacık çok sevilesi bir sonucudur.
Atatürk’ü düşünün mesela. 
Hayal etmiş o kadar. Gerisi yapabildiği kadar yapabilmek, ki daha ne yapsın adamcağız.
Ne bileyim ilk aklıma gelenler, Nikola Tesla’yı, Edison’u, Jules Verne’yi, Carlo Collodi’yi, Wright kardeşleri, Graham Bell’i, Che’yi, Picasso’yu, Steve Jobs’u düşünün mesela. Ne bileyim olmayan güzellikleri hayal ederek sizi çok şaşırtanları bulun, kurduğu hayalleri yaşamına yaşama katan birilerini bulun, sonra kendinizi düşünün.
Sonra,
Lütfen hayal kurmaya başlayın. O güne kadar olmayanı. Yeminle bedava. Dereden su içmek gibi. Patlayana kadar içersin, ne para isteyen çıkar ne de pul.
Kopya çekmeden amma.
Çok şaşıracağımız, yepyeni olsun amma.
Lütfen.
Bizim,
En çok,
Güzel,
Yepyeni,
Hayallere,
İhtiyacımız var. 
Yeni yeni güzelliklere şaşırmaya çok ihtiyacımız var.
Gelecek,
Geçmişte değil. Geçmiş adı üstünde, yaşanmış geride kalmış olan.
Gelecek,
Hayallerde.
Mutluluk,
Yeni yeni güzel hayallerde ve o güzel hayallerin gerçekleşmesinde.
Yeni bir ev, yeni bir araba, yeni bir giysi, yeni bir şehir,
Yeni,
Bir hayal değildir.
Gittikçe eskiyen köhneleşmeye yüz tutmuş kendi ruhunuzdan ne kadar çok sıkıldığınızı gösterir sadece.
Kendinizden ne kadar çok sıkıldığınızı anlatır, o kadar.
Şaşırtın.
Önce kendinizi çok.
Sonra beni.
Murat Denizel

Hiç yorum yok: